1778’de IV. Carlo.s’un çağrısına uyarak gittiği İspanya’da, Vergana’daki Real SeminarioPatrioticoVascongado’da kimya dersleri verdi. 1780’de Paris’e döndü ve beş yıl süreyle Fransız fizikçi Jean François Pilâtre de Rozier’in (1756-1785) kurduğu Musee de kimya profesörlüğü yaptı. 1786’da yeniden İspanya’ya giderek Madrid ve Segovia’da, dersler verdi, jeolojik ve minerolojik araştırmalar yaptı.
1799’da Madrid’te kurulan kimya laboratuvarının başına getirilen, 1806’da bilinmeyen nedenlerden ötürü Fransa’ya dönmesinden sonra da Napoleon’un kendisine yaptığı çalışma teklifini kabul etmeyen ve bilimsel uğraşısından tümüyle ayrılarak 1817’de Angers’e yerleşmesine karşın unutulmayan Proust, 1819’da Legiond’honneur nişanı ile ödüllendirildi, ertesi yıl da kral XVIII. Louis tarafından emekli aylığına bağlandı.
Önceleri çalışmalarını organik kimya ve kimyasal teknoloji alanlarında yoğunlaştırarak üzüm şekerini ayırmayı başaran, peynirdeki lösin maddesini bulan ve birçok gıda maddesinin üretimine ilişkin yeni yöntemler öneren Proust’un en önemli başarısı, kimyasal bileşiklere ilişkin olarak geliştirdiği “belirli oranlar yasası”dır. 1800’de başlarında, bir kimyasal tepkimeye katılan elementlerin miktarlarıyla oluşturacakları bileşik arasındaki bağıntı konusunda yaygın bir tartışma başlamıştı.
1817'de tüm çalışmalarını bıraktı ve doğduğu şehir olan Fransa'nın Angers kentine yerleşti. 1819 yılında Legion d’honneur nişanını aldı. 1820 yılında Kral XVIII. Louis tarafından emekli aylığı bağlandı.
Kimyasal analizin kurucularından olan Proust, kaynağı ne olursa olsun, suyun bileşiminin değişmediğini ispat ederek, 1799 yılında, kendi adını taşıyan Sabit Oranlar Kanunu’nu ortaya koydu. Berthollet ile bu konuda giriştiği uzun bir tartışmada (1801-1808), kimyasal türlerin bileşiminin mutlak şekilde değişmez olduğu ilkesini savundu ve sonunda düşüncesini kabul ettirdi. Bileşiği oluşturan elementlerin belirli kütle oranlarında birleştiklerini bulan Proust, bugün "Sabit Oranlar Yasası" olarak bilinen yasa için aşağıdaki tanımı yapmıştır:
Buna göre; bir bileşiğin örneğin suyun 18 gramında 16 gram oksijen varken geri kalan 2 gramı hidrojendir. 9 gram su alınırsa bunun 8 gramı oksijen ve 1 gramı hidrojendir. Bu oran suyun ne şekilde elde edilmiş olursa olsun kesinlikle değişmez. 3 gram magnezyum ile 2 gram oksijenin tepkimesinden 5 gram magnezyum oksit (MgO) elde edilirken, 1 gram magnezyum ile 4 gram oksijenin tepkimesinden 5 gram (MgO) elde edilmez.
0 yorum:
Yorum Gönder